The Village – White House Poliklinik

White House Kliniği Antep’in yeni gelişim bölgelerinin birinde ana caddelerin kesişiminde yer alan yüksek tavanlı bir köşe yapısıdır. Mevcut mekan, cephesindeki yüksek kemerler sayesinde hacmini dış mekandan dahi net bir şekilde okutur. Klinikteki tüm muayene odaları bu kemerli cephelerde konumlandırılmış iki kat boyunca dışarıdan temiz hava ve ışık alcak şekilde planlanmıştır. Bu yerleşim sayesinde klinik odaları dış cepheden de sergilenen birer öğe olarak mekanın kimliğini dışa vurmaktadır. Mekanın geneline hakim olan bitki kullanımı ve zen bahçeleri sayesinde klinik ziyaretçileri ve hastalar kendilerini sakin ve dinlendirici bir iç mekanda bulmaktadır.

Klasik anlamda kemerli bir dil kurgulanmış olan yapının içini tasarlarken mevcut binada yer alan bu kemerli dili modernize etmek tasarımcıların benimsediği bir yaklaşım olmuştur. Bu modernizasyonu malzeme, tasarım yaklaşımı ve detay bitişlerinde kurgulayan tasarımcılar, mekanın hafızasını ve çevresi ile uyumunu da gözeterek kemerli dili korumaya karar verdiler. Yapının cephesi sade ve dokulu bir beyaz rengine boyanmış, kemerler kendi içinde bir ritim tutturacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Kemerlerin içleri doğal masif ahşap doğramalar, çıtalar ve sövelerle tanımlanmıştır. Dışarıdan kendini okutan minimal ve doğal yaklaşım iç mekanda da aynı malzeme ve dokular ile kendini göstermektedir.

Program: Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, 350 m²

Konum: Gaziantep, Türkiye

Yıl: 2018

Ana cephede yer alan yaklaşık 15 metre genişliğinde 7 metre yüksekliğinde bir açıklıktan iç mekandaki kütleler okunurken içerideki kasaba tipi mekansal kurgu dikkat çeker. Projenin ana konsept omurgasını oluşturan bu kasaba fikri, iç mekanda çeştililiği ve dinamikliği beraberinde getirir. Planlamadaki kasaba fikri üçüncü boyutta kendini mekana girer girmez belli eder. Her bir mekan kendi içinde bir birim olup; mekanların üstüste geliş biçimleri ve kompozisyonlarının çeşitliliği sayesinde iç mekanda birlikte çalışan hacimler oluşturulmuştur. Hacimlerden birinin diğerinin terasına dönüşmesi, Banko modülünün iki kat boyunca giden bir kütlenin yarılması ile oluşması ve mekanın galeri boşluğundan yukarı uzanan uçan merdivenin varlığı ile bir köy/kasaba oluşturulmuştur. Bir kliniğin ihtiyaç duyduğu tüm servis birimleri ve hasta sirkülasyonunun rotası düşünlerek tasarlanan klinik kendi içinde dengeli, yaşayan bir organizmadır. Planimetrik olarak zemin katta yer alan muayene odaları tüm klinik servisleri ile iç içe düşünülmüştür. Bu sayede fotograf odası, panaromik odası, labaratuvar ve sterilizasyon bölümleri kompakt bir şekilde zemin katta yer almaktadır. White House kliniği iki farklı disiplinden oluşan hekim için tasarlanmış, iki katlık kullanım hekimler arasında bölünmüştür. Alt katta daha çok yaşça büyük hastaların tedavisi yer alırken üst kat bir ortodonti kliniği gibi kullanılacaktır. Bu ortodonti bölümünün kendi içinde bir özelleşmiş bekleme bölümü, gençlere ve çocuklara yönelik olacak şekilde tasarlanmıştır.

Dış cephe boyunca yerleştirilen klinik odalarının yanı sıra bekleme ve banko bölümü de mekanın “kamusal meydan”ında yer alır. “Kamusal Meydan” başka bir deyişle Mekanın Kalbini oluşturan yüksek tavanlı, galeri boşluklu hacim; bekleme bölümünü, girişi ve karşılama bankosunu kucaklar. Bu galeriye bakan klinik odaları şeffaf iç cepheler ile ortak alana “Diş Kliniği” kimliğini yansıtacak şekilde yerleştirilmişlerdir. Galeriye bakan mekanlar içerisinde işlevleri dolayısıyla farklılaşan cepheler ve kullanımlar da mevcuttur; tıpkı girişte sağ kolda yer alan “Doktor Loftu” gibi. Bu 40 metrekarelik alanın galeri boşluğuna bakan kısmı, bir balkon oluşturacak şekilde geri çekilerek Hekim’in mahremiyetini sağlamakta ve kontrollü iletişime olanak sağlamaktadır.

Kullanılan malzemelerin, dokuların, tonların doğal ve minimal olmasına önem gösteren tasarımcılar, cephede ve klinik odalarının bölücülerinde emprenyelenmiş doğal iroko kullanmış, yörenin ahşap konusunda uzman bir zanaatkarı ile çalışmıştır. Bu malzemenin doğallığı mekanın genelinde kullanılan beyaz sıvanın sadeliği ile ortaya çıkartılmıştır. İki katlı mekanın düşey sirkülasyonunu sağlayan, çelik konsol olarak taşınan ankastre ahşap merdivenler ise mekanda bir heykel gibi kendini göstermektedir.