Dentcraft Poliklinik

İstanbul’un en canlı caddelerinden biri olan Bağdat Caddesi’nde oldukça stratejik bir noktada bulunan ağız ve diş sağlığı polikliniği ziyaretçilerini geniş bir bekleme bölümü ile karşılar. Bekleme bölümünün bir kısmı rahat oturumlu ve duvarlara asılı sedirlerden oluşurken; banko önünde yer alan serbest oturum sayesinde alternatif bir bekleme ortamı oluşturulmuştur. Bekleme bölümünü kucaklayan banko, kliniklerin ve sterilizasyonun bulunduğu, binanın dış cephesine açılan kolda yer almaktadır. Aynı şekilde minimal bir dilde tasarlanan ince doğramalı mobilyalar kliniğin genel tasarım dilini ortaya koyar.

Program: Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, 320 m²

Konum: Suadiye, İstanbul, Türkiye

Yıl: 2018

Yüklenici: Aks Mimarlık & İnşaat

Fotoğraflar: Altkat Mimari Fotoğrafçılık

Asıl konsept bizi girişi takip eden koridorda karşımıza çıkar. Klinik odaları birer cam kutu olarak kendilerini koridora doğru patlatmaktadır. Bu sayede klinik odaları koridordan algılanan iç vitrinlere dönüşürler. Bu taşmanın bir yansıması da kendini tavanda bir niş oluşturarak gösterir. Bu cam kutuların yansıması duvarda, tavanda ve hatta koridorun karşı tarafında kendini gösterir. Bütün bu şeffaflık ve geçirgenliğin kontrastı olarak, koridorun sol tarafı oldukça opak ve koyu tonlarda tasarlanmıştır. Bu kontrast koridorun sağ cephe bölücülerinin sol cephede yansıması ile kendini gösterir. Bütün mahallerin girişleri dahil aynalanmış, katı ve opak cepheler olarak kendini yansıtmıştır. Koridor boyunca iki taraflı olarak deneyimlenen bu üç boyutlu mekansal algı ziyaretçilerde merak uyandırmayı hedefler. Banko hizasından itibaren kendini gösteren bu yansıma kitchenette, dergilik, kitaplık ve sergi birimleri olarak da işlevlenir ve duvarın kullanımını çeşitler.

Tasarımcılar, planlamanın sağ tarafında kliniğin ana kimliğini vurgular nitelikteki muayene odalarını ve görsel bir vitrin oluşturmasını istedikleri sterilizasyon birimini kurgulamışlardır. İç mekanın sol tarafı ise kompakt bir biçimde kliniğin ihtiyaç duyduğu tüm servis birimlerine ayrılmıştır. Klinik muayene odaları ve sterilizasyonun birlikteliği sayesinde kliniğin cephe tarafına bakan hacimleri hem dış mekanda hem de iç mekanda şeffaf bir etkiye sahiptir. Odaları ayıran bölücüler arasına yerleştirilen bitlikler ve şeffaf camlar sayesinde mekan oldukça geniş, derin ve geçirgendir. Bu geçirgen duruş sayesinde klinik mekanları çok daha geniş ve farklı perspektiflere olanak sağlar niteliktedir. Odalar bu görsel illüzyon sayesinde daha derin ve kapsamlı bir duruş sergiler.

Malzeme ve doku anlamında oldukça minimal bir tavra sahip olan poliklinik, koyu tonlardan ve doğal taş gibi malzemelerden beslenir. Seçilen koyu tonların negatifinde ise geçirgenlik ve beyaz kullanımı hakimdir. Yerine ait mobilyalar ve sedirler ise tıpkı bankoda da olduğu gibi köşegenlerinde yer alan doğramalar – çıtalar tarafından tanımlanırlar. Klasik anlamda bir çerçevelenmenin sadece yarısını barındıran bir bekleme sehpası ya da boşlukta uçan bir banko çerçevesi bu ortak dili simgeler ve güçlendirir.